Psikoterapist Esther Perel sadâkatsizlikle karşılaşan çiftlere on senedir yardımcı olmaktadır. Kendisinin bu konudaki kanaati kesindir: hayır, kaçamak yapıyor olmak bir çiftin ilişkisinin yürümediğini göstermez.
Bir insan bir birlikte olduğu kişiyi yargılamadan da mutlu olabilir, tutkularını ve arzularını sorgulamadan da kendini iyi hissedebilir.
Bugünün dünyâsında aldatmak ne demek? Evliliğinde çok mutlu olup da kaçamak yapan bunca insan da kimin nesi? Biriyle takılmak mutlaka diğerine ihânet etmek midir? Gönül kelebeği birkaç çiçeğe birden konamaz mı? Sadâkatsizlik paradoksal bir şekilde bir çiftin ilişkine katkıda bulunabilir mi?
Esther Perel'in ofisinde ağırladığı tüm danışanlarına üstüne basa basa söylediği üzere; bir başkasına yönelmek birlikte olduğumuz kişinin yetersizliğinden ya da bize uygun olmayışından değil; kendi ruhumuzda yaşayan farklı bir yüzümüzü yaşama ihtiyâcındandır.
Birbirine yapışık yaşayan çiftler için; kaçamak yapmak kendi kişiliğini çeşitlendirmek ve bağımsızlığına doğru adım atmak olacaktır; aslâ ihânet ve birbirini red ve ilişkiyi inkâr değildir. İhânet diye adlandırılan olgu bir süreliğine derin bir yara açacak olsa da sürülecek merhemler mevcuttur. Bu sürece giren bir çiftin açık ve önyargısız bir iletişim kurmakla yaralarını sarması zor olmayacaktır. Doğru bir üslupla anlatıldığında; evliliğinizin erotik bir açılımla yeniden doğması bile mümkündür.
Esther Perel'in genel geçer olarak gördüğü bu durum; aşk ilişkileri üzerine yaptığı tespitlerin belki de en çarpıcı olanı oldu. "Seni seviyorum, seni aldatıyorum" isimli kitabı Fransa'da uzun süre çok satanlar listesinde kaldı.
Eski bir deyişte dendiği gibi; "Seven aldatır, sevmeyen ayrılır"mış.